30 Aralık 2012 Pazar

SURNAME 2010





          Kukla gösterilerinin ne kadar güzel ve göz kamaştırıcı olabildiğini unutmuşum. Çocukluğumdan kalma anılarda gizlediğim Pinokyo'dan İbişe her tür kuklayı görerek büyümüş biri olarak kuklaları unutmuş olmam affedilir şey değil.  Kağıthane Sadabat sahnesinde yeniden karşılaştım kuklalarla hatta İstanbul'un hallerine de. Benim gibi İstanbul'da doğmuş büyümüş hatta Hacivat-Karagözü bilip, Pinokyo masalını farkı şekillerde okuyup izlemiş, oyuncaklarıyla oynamış biri hatta bir nesil için kaçırılmayacak bir rüya alemiydi diyebilirim. Nasıl oldu da yeni izledim bu oyunu bilmiyorum, ama şu an yeniden izler misin deseler bir saniye bile düşünmem. Muhteşem kostüm, dekor ve usta işi teksti ile adeta büyülendim ben bu oyunda. İsterse hiç bir şey anlatmasın, bana hatırlattığı anılar ve içinde yaşadığım İstanbul'un izlerini taşıması dahi yeterli benim bu oyunu sevmem için. İçimdeki şenliği, İstanbul'un içindeki şenliği; geçmişimiz, günümüzle yaşattığımız şenliğimiz devamlı olsun....