Naksos 'un en güzel yanı belki de sokaklar aralarında dahi
bir sanat esintisinin yer alıyor olması. Akşam serinliğinde beyaz duvarların
arasında yürürken karşılaşılan sergiler yerini hava karırınca siyah-beyaz
klasik filmlere bırakan açık hava sineması
belki de sanatın ruha nefesini üflemesi
gibi bir şey sanırım. Naksos,
yunan adalarının pek çoğuna göre turist akınına uğramamış daha çok Akdenizli
ruhunu koruyan ve kendini sanata adamış bir ada denilebilir sanırım. Naksos'ta karşılaştığım
Ioanna Nikolaraki'nin sergisi sanırım adanın özünün bir yansıması niteliğinde.
Farklı şehirlerdeki vapurları resmeden sanatçının ayrıca bir kaç küçük
enstalasyonu bir katolik lisesi tiyatrosunda sergilenmekteydi. Sergilediği
resimler arsında istanbul boğazında resmedilmiş bir vapur da yer almaktaydı.
Biraz sohbet edince Naksos'ta yazlık evleri bulunduğunu ve ne yazık ki kısa bir
süre sonra da serginin sona ereceğini benimle paylaştı. Bu yazıyı okuyanlara
serginin bir sonraki tarihini paylaşamayacağım fakat ilginizi çekerse Yunanistan sınırlarında belki
farklı bir mekanda bu hanımefendi ile karşılaşabilirsiniz. Sergiden ayrılırken bana
hediye ettiği bir deniz taşına resmedilmiş vapuru severek saklayacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder