Geçen gün Eminönü'nde gezerken bir dükkan dikkatimi
çekti. Aslında aklımda hep olan bir
düşünceye paraleldi bu mağazanın dikkatimi çekmesi. Bizim kültürümüzde bir işi
yapıp onu en iyi şekilde yapmak yerine, her şeyi yapıp hepsinden ayrı pay kapmak
mantığı varmış diye düşünürüm devamlı. Bu sebeple yabancılarda olduğu gibi
büyük markalar ya da köklü geçmişi olup tek bir üretim konusunda uzmanlaşmış firmaların
yokluğunu hissederim. Mesela daha önce bahsettiğim Borsalino şapka gibi. Neden
bizim sadece şapka üreten büyük bir markamız yok mesela? Eminönü'nde Robenson şemsiyeyi görünce heyecanlandım bu
sebeple. Sadece şemsiye mi satıyorlar pek anlamasam dahi vitrinde bir sürü
şemsiyeleri görünce hemen fotoğrafını çektim ve daha sonra araştırmam
gerekenler arasında beynime kazıdım. Ve
öğrendim ki, Türkiye'de kökü 1882'ye dayanan bir şemsiye firması varmış hatta
gazete ve dergilerde pek çok yazı çıkmış hakkında. Eski şemsiyeleri mağazasının
müze kısmında sergiliyormuş ve dahası... Potiche filmi aklıma geldi hemen renk
renk şemsiyeler Ozon estetiği, Catherine Deneuve, Gérard Depardieu cazibesi. Ne
dersiniz bizden de bir Robenson ailesi filmi çıksa güzel olmaz mı? İlk önce bir
Robenson şemsiye edinin, kültürünüze bir katkınız, markalarınıza bir desteğiniz
olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder